Suriye'de iç savaşın başından bu yana kent merkezi ilk tümüyle Suriye rejiminin kontrolünden çıkan Hama, rejim unsurlarını köşeye sıkıştırdı. Rejim güçleri, reşit olmayan gençler de dahil, erkekleri alıkoyarak askerliğe zorluyor.
Rejime bağlı askeri polis, Baas taburları ve istihbarat güçleri tarafından yapılan baskınlarda, henüz reşit olmayanların yanı sıra askerlik çağına gelmiş ya da yedek asker olan erkeklerin, evlerinden alınarak askeri tesislere ve toplanma noktalarına götürüldüğü öğrenildi. Alıkoymalar bu bölgelerde kurulan kontrol noktalarında da yapılırken, Doğu Guta'da bu yolla alıkonulan yaklaşık 1700 erkek olduğu belirtiliyor.
Halep'in rejim karşıtı silahlı grupların kontrolüne geçmesinin ardından Halep'in köylerinden kaçarak Şam'a gidenler de rejim güçleri tarafından alıkoyuluyor. Şam şehir merkezinde çok sayıda erkeğin zorla silah altına alındığı ifade edilirken merkezde alıkonulanların sayısına ilişkin henüz net bilgi bulunmuyor. Şam'ın batı ve doğu kırsalı ile güney bölgesinde 400'den fazla köy bulunuyor ve zorla silah altına alınan erkeklerin sayısının artması bekleniyor. Kaynaklar, mağdurların yaşananlara korkudan ses çıkaramadığını ve tepki gösteremediğini aktararak çocukları zorla askere alınan ebeveynlerin de rejim güçlerine karşı çıkamadığı bilgisini paylaştı.
Baskınların halk üzerinde büyük korku ve endişeye neden olduğunu belirten kaynaklar, 'İnsanlar konuşmaya ya da bir şey yapmaya cesaret edemiyor. Alıkoyulanlar doğrudan askeri tesislere ya da Dıreyc gibi toplama noktalarına gönderiliyor, hepsi zorunlu askerlik için alınıyor' dedi. Kaynaklar, Şam sakinlerinin de yaşananlar nedeniyle evlerinden çıkmaya çekindiğini, sadece zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için dışarı çıktığını belirtti. Suriye'de son bir haftada yaşanan gelişmelerin, bölgede ekonomik koşulların daha da kötüleşmesine neden olduğu da ifade ediliyor.
Suriye'nin en büyük kentlerinin, nüfus yoğunluğunun, verimli arazilerin, denize ulaşımın ve başkent Şam'ın bulunduğu batı kesimlerinde yer alan Hama, bu hattın ortasında olması nedeniyle Suriye rejimi için hem kuzey-güney hem de ülkenin kalan kesimleriyle bağlantısını sağlayan merkezi bir konumda yer alıyor. Halep'ten gelip Hama'dan geçen M5 karayolu, Humus ve ardından Şam'a ulaşarak ülkenin en büyük illerini birbirine bağlıyor. Hama'nın rejim karşıtı grupların kontrolüne girmesiyle başkent Şam'ın İdlib ve Halep'le bağlantısı da koparken, başkentin aynı zamanda rejim karşıtı grupların ilerleme istikametinde yer alması rejim açısından daha büyük bir tehlike anlamına geliyor. İç savaş boyunca Hama'nın Suriye rejimi açısından bir diğer önemi, merkezi konumu nedeniyle askeri gücünün ağırlık noktasını burada kurmuş olmasıydı. Havalimanları, silah üretim tesisleri, silah depoları gibi önemli bir altyapılar Hama ile Humus arasında konuşlandırılmıştı. Hama'nın bir diğer önemi, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in memleketi olan ve ülkenin Akdeniz'e açılan kapısı durumundaki Lazkiye'ye açılan bir kapı olması. Rejim karşıtı grupların Hama'dan Humus'a ilerlemesi durumunda başkent Şam'ın bulunduğu bölgenin Akdeniz'le irtibatı kopabilir.
Suriye'de 2011 yılında halkın özgürleşme talepleriyle başlayan hareketlerin rejim tarafından şiddetle bastırılmak istenmesi üzerine patlak veren iç savaş sürecinde, halk kitleleri ve daha sonraki aşamada ise silahlı muhalifler Hama'da oldukça etkili bir rol oynadı. Barışçıl gösterilere katılan sivillerden binlercesi rejim güçleri tarafından öldürüldü. Silahlı muhalefetin ortaya çıkmasının ardından, Hama kent merkezi kısmen rejim karşıtı grupların kontrolüne girdiği dönemler olsa da, ağır silahlara sahip rejim ordusu karşısında bu gruplar tümüyle hakimiyet sağlayamadı. Ancak Hama'nın adının katliamla özdeşleştiği asıl olaylar 1982'de cereyan etti. Şubat 1982'de dönemin Suriye Devlet Başkanı Hafız Esed, Müslüman Kardeşler'e karşı geniş çaplı bir askeri operasyon başlatarak bunu en az 30 bin sivil öldürüldüğü bir katliama çevirdi. Rejimin alıkoyduğu en az 17 bin sivilden de haber alınamadı. Katliamda 88 cami, 3 kilise ve çok sayıda tarihi eser de tahrip edildi.